Bu
yazımda, tüm hayatımız boyunca uygulayamadığımız zaman bize ciddi olumsuzluklar
getiren, yaşantımızı arzu ettiğimizden çok daha farklı yerlere götüren,
kayıplarımıza, pişmanlıklarımıza neden olabilecek, her bireyde olması gereken ve
yapabilmesi şart olan ‘SABIR’ konusunu
ve onunla birlikte gelişen ‘ŞÜKÜR’ algısını paylaşmak istiyorum.
Sabır: bir
umut edebilme yeteneğidir.Çevremizde olabilecek hertürlü duruma karşı anlayış
göstermektir.Sabırlı bir insan,bekleyerek, gözlemleyerek, yanlış ve doğru
kavramlarının ayrımını daha iyi yapabileceğinin bilincindedir. Bekler ve empati
kurar.
Başka bir
haliyle sabır; düşünerek,bilinçli hareket etmenin başlığıdır. Dinlerken
susabilme cesaretidir.Görüldüğü gibi içinde ‘umut’ barındırır ve genellikle
kazanan ‘o’ olur.
Sabredebilme olgusunun genetik bir etkisi de vardır. Çocuklarda gördüğümüz gibi, kimisi elde etmek istediği şeyi sabırla bekleyebilirken, kimisi de beklemeden hemen olmasını ister.Buradan yola çıkarsak genetik etkisini kolayca kabul edebiliriz.
Bunun tam
tersini düşünecek olursak; sabretmeyi bilmeyen kişi aceleci davrandığından, çok
çabuk karar verir. Çok hızlı hareket ederek, herşeyi yalnız kendisinin
halledebileceğini düşünür ve o an, sabırlı insanların sükunetine sinirlenir.Hiç
bir işine programlayarak,düşünerek ve empati kurarak başlayamaz.Sadece o an’ a odaklıdır ve biranonce olsun bitsin
ister. Çok iyi niyetli olsa bile, sabırsız olduğundan ilk aklına geleni
konuşmasından ötürü kırıcı ve kaybeden olur.Genellikle özür dilemek zorunda
kalır.
Şükretmek ise, yaşamdan ders çıkararak oluşabilen bir olgudur. Şükretmeyi öğrendiğimizde,sabretmeyi de rahatlıkla başarabiliriz. Bir düşünün,elindekilerin farkında olup,hayatındaki olumlu birçok şey için şükredebilen bir birey daha sabirli davranabilir, dolayısıyla öfkesini kontrol edebilir.
İçinde bulunduğumuz yaşam koşulları bizde hep ‘daha iyi, daha başarılı’ olma içgüdüsü oluşturuyor.Hepimiz kendimizi dönen bu çarkın içinde buluyoruz. Fark ettiniz mi, hep olduğumuzdan çok olmadığımızı düşünürüz,sahip olduklarımızı değil, erişemediklerimizi isteriz. iyi günümüze sükretmeyiz ama ihtiyacımız olunca yakarırız tanrıya “yardım et” diye.Kendimizden iyilere bakıp özeniriz ama kendimizden daha kötü durumdakilere bakmayız.
İnsanoğlunun
başarıya ulaşması için hep daha iyiye odaklanmak istemesi durumunda doğan yarış
halinde biz sabırlı ve bilinçli olursak başarıya rahatça ulaşırız. Aceleci ve
düşünmeden hareket ettiğimizde istemediğimiz sonuçlarla karşılaşabiliriz.
Sabretmeyi
öğrenmek için ;
*Kendimize güvenmeli ve başarılı olacağımıza
inanmalıyız.
*Beklediğimiz şeye ulaştığımızda nasıl mutlu
olacağımızı gözümüzün önüne getirmeliyiz.
*Kendimizi ‘o an’ yaptığımız şey için motive etmeli,
yaptığımız işte verimli olmalıyız.
*Gerekirse kafamızı başka şeylerle dağıtmalıyız.
Dikkatinizi çekmistir, koşar adım gittiğimiz yere hep daha mı geç varıyoruz ne? Acele ettiğimizde engeller üst üste
geliyor.
Sabretmeye,
öncelikle kendimizi tanıyarak ve değişmek istediğimize karar vererek
başlamalıyız. Daha sonra, hayatımızda düşünmeden karar verdiğimiz birçok konuyu
gözümüzün önüne getirebilir yada zihnimizde daha çok yer edebilmesi için
yazarak not alabiliriz.Görselliğin, insan düşüncesi üzerinde çok fazla etkisi
olduğunu kabul etmeliyiz. Yazdıklarımızı okumak, düşüncelerimizin değişmesine ve
bilinçaltımıza yerleştirmemize yardımcı olacaktır. Biz bu mevzularda, sabredip
daha bilinçli ve programlayarak hareket edebilirsek hayatımızda neler değişir?
*Sabır, şükretme olgusunu oluşturacağı için, hayatta
sahip olduklarımızın farkına variriz. Bu da pozitif olmamızı ve çevremize çok
güzel enerji vermemizi sağlar.Bunun bize geri dönüşümü de yine pozitif enerji
olur.
*Kendimizle barışık olup,insan ilişkilerinde dengeyi
kurabiliriz.
*iç huzurumuzu besleriz.
*Şükrederek hayatta sahip olduklarımızı fark ederiz.
*Her durumun iyi taraflarını görmemizi sağlarız.
*Hayatımızı kıyaslamalardan arındırırız.
Beyin,
hangi düşünceyi ne kadar sık düşündüğümüzle ilgilenir. Aklımızdan geçen
düşüncelere ihtiyacımız olduğuna karar verir ve
kendimizi bir süre sonra istem dışı da olsa o düşünceleri yaşarken
buluruz.
Sabretmek
ve şükretmenin düşüncelerimizi iyileştireceğini unutmayalım, biraz zihnimizi
dinlendirelim ne dersiniz ?
Sevgilerimle
Melis Dilmener
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkürler...