Hislerimiz,
isteklerimizin tam olarak ne olduğunu anlamamız konusunda bize verilmiş bir
armağandır. Duygu ve düşüncelerimizi pozitife çevirebilmek kendimiz için
yapabileceğimiz en önemli eylemlerden biridir çünkü İyi şeyler düşünürken
kendimizi kötü hissetmemiz mümkün değildir. Bunu gerçekten ister ve başarırsak
hayatımızda en önemli engellerinden birini aşmış oluruz. O halde
düşüncelerimizi her zaman nasıl olumlu hale getireceğiz?
Bizi
yöneten beynimizin sağ ve sol tarafı tamamen birbirinden bağımsızdır.Sol taraf
geçmiş ve gelecekle ilgilidir, geçmişte öğrendiklerimizi geleceğe bağlar,
yapmamız gerekenleri ve hafızamızı yönetir, mantıksaldır.Beynimizin sağ tarafı
ile baş baş kalırsak düşler ülkesinde gibi oluruz, hayallerle ve mantıktan uzak.
Sağ ve sol tarafı birlikte kullandığımızda geçmişi sorgularken geleceğimiz için
de planlar içinde olmaya başlarız.Zaten hepimizin yaptığını da genellikle
budur.
Gelecekle
ilgili hayallerimizi gerçeğe dönüştürebilmemiz düşünce gücü ile mümkündür.Biz bu
güce ‘çekim yasası’ diyoruz.Hemen hemen herkes bu yasanın varlığını biliyor
fakat inanmakta zorluk çekiyor.Anlatılanlarla inanmak güç bile olsa, bu yasa
tıpkı yerçekimi yasası kadar gerçek.
Hiç birini
düşünürken sizi aradığı ya da o anda karşınıza çıktığı oldu mu ? Ya da çok
istediğiniz birşeyin aniden olduğu ve “Tam da bunu istiyordum, çok şükür oldu”
dediğiniz?
Sürekli
şikayet ettiğimiz ya da korktuğumuz şey başımıza geldiğinde, “Aklıma gelen
başıma geldi”deriz.Çünkü olumsuz düşüncelerimiz ve evrene yolladığımız
titreşimlerle onu biz çağırıyoruz.
Evrende
herşey enerji ile oluşur. Siz de bir enerjisiniz, düşündükleriniz ve
istediklerinizle titreşim yayıyorsunuz.Ulaşmak istediğiniz şeylerde aslında
birer titreşimdir ve siz istediğiniz şeyi düşünüp olacağına gerçekten
inandığınızda o frekansa ait titreşimi evrene gönderip, onu mıknatıs gibi
kendinize çekerek oluşumu başlatmış oluyorsunuz.
Enerjimizi
kendimiz yönetiriz.Çünkü frekansı yaratan unsurlar duygu ve
düşüncelerimizdir.Hiçkimse bizim yerimize düşünüp hisssedemeyeceği gibi bizim
yerimize de bir frekans oluşturamaz.
Kendimizi
mutlu hissetmek: sevgi, saygı ve hoşgörünün hayatımıza hakim olmasıdır.Mutsuz
ve kızgın hissettiğimiz zaman kötü enerji bulutları çevremizi sarar, vücudumuzdaki
enerji tükenir, nefes bile rahat alamadığımızı düşünürüz.Böylece kendimizi
mutsuz ve yorgun hissederiz.İnsan bir kere negatif enerji durumuna geldiğinde
yaşamının her alanında olumsuzluğu üzerine çeker. Enerjimizi pozitife ya da
negatife çevirmek bizim elimizdedir.Pozitif enerjimiz, hayatımızda olmasını
istediğimiz şeyler için çekim gücü meydana getirir.Eğer bir şey hakkında çok
olumsuz düşündüğünüzü farkederseniz, düşüncenizi hemen olumluya çevirmeye
çalışmalısınız. Mesela “Kilo almaktan korkuyorum” ya da “ kilo alacağım”
dediğinizde evren onu “kilo al” olarak algılıyor. Bunun yerine “Zayıf olacağım”
gibi olumlu bir cümle söyleyebilirsiniz. Aynı şekilde; “Ya hasta olup
toplantıya gidemezsem” cümlesi yerine “sağlıklı olacağım ve toplantıya gideceğim”
gibi konuşmamızı olumlu hale getirerek
evrene pozitif frekans gönderebiliriz.
Eğitimimi tamamlamadan önce bu söylemlere ben de
inanmazdım. Fakat geçmişi baktığımda ne kadar da çok tesadüfi olduğunu
düşündüğüm şeyler yaşamışım diyorum. Bir örnek verecek olursam ; bundan iki
sene öncesine kadar ne hasta ne de hasta yakını olarak hiç ambulansa
binmemiştim.Her ambulans gördüğümde içim sıkılır ve “ya oğluma birşey olursa , ya binmek zorunda
kalırsak” diyip kendi kendime felaket senaryoları canlandırıyordum. Bir yaz ada
da iken oğlumun kafasını yarıldı! O
dakikalarda herşey gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Kendimden geçmiştim
ve deniz ambulansı ile İstanbul’a gittik.
Aradan günler geçtikten sonra “korktuğum başıma geldi, ilk ambulansa binişim
oğlum için öldü” diye düşünmeye başlamıştım. Tabii henüz çekim yasası ile
tanışmamış olduğumdan bu sadece basit bir düşünce idi. Çevremdeki insanlar
“nazar değdi çocuğa” diye yorumlar yapıyordu. Ben asla nazara inanmam! Nazar
dediğiniz şey sadece olmasından korktuğunuz için fazlasıyla kendi üzerinize
çektiğiniz kötü enerji, buna inanın. Bu, benim yaşamımdan sadece bir
örnek. Farkında olmadan yaşadığımız nice
küçük örnekler var.
Şimdi olmasından korktuğum şeyleri olmayacakmış gibi
reddedip olumlu düşüncelere çeviriyorum, üzücü bir olay yaşadığımda çok fazla
dile getirip üzerinde durmamaya çalışıyorum. Gerçekten olumlu düşünerek,
hayatımı daha pozitif hale getirdiğime şahit oldukça, sizlere bu yasadan bahsetmek
benim için daha da onemli hale geldi. “Hayat paylaştıkça güzel” sloganı benim
için çok anlamlı. Paylaştıkça hayatın güzellliklerinin çoğalması dileğiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkürler...